Gerçek Bir Sanatçı

 Bu hikaye Gülhane Parkındaki bir ceviz ağacının hikayesi. Polisin bile fark etmediği bu ceviz ağacı yüz bin gözle seyrederken İstanbul'u biz de iki kelam edelim, anlatalım Cem Karacanın hikayesini. 
Sene 1945 Ermeni bir annenin doğum sancıları  çektiği yine aynı sancılara Azeri bir babanın eşlik ettiği  günler... Bu sancılı günlerin Türkiye için anadolu rock tarzına gebe olacağından kimseciklerin haberi yok o dönem. Şşşşş hadi kimseye bunu haber vermeden o döneme ve bu imkansız aşkın meyvesine bir göz atalım. 
 Tüm hikaye aslında bu doğumla değil de askerde duyduğu bir saz sesi ile başlar. O sese kadar hep farklı tarzlar denemiş kendi kültüründen uzak bir müzik kültürü benimsemiştir Cem Karaca. O ses ile de yıllardır çok uzak memleketlerde aradığının aslında yanı başında olduğunu farketmiştir. Para ile adam tutup çıktığı sahnelerde kendisini yuhalatan babasına inat o güçlü sesi ile artık halkın sesi olmaya karar vermiştir. 
 Bozuk düzeni eleştirip karşı çıkmış, herkesi kucaklamış, siyasi fikirlerini yaşadığı o zor dönemde bile açıkça söylemiş samimi bir kişilik olarak Türkiye tarihinde değeri sonradan daha iyi anlaşılanlar listesine üst sıralardan girmeyi başarmıştır. 
 Evet bozuk düzeni birçok kere eleştirmiştir; safinaz şarkısı bunun en güzel örneğidir. Kendi deyimi ile Safinazlara bunu yapanlarla da kavgası asla bitmeyecektir. Evet herkesi kucaklamıştır; vatanını milletini ne kadar sevdiğini hemen her yerde dile getirmiştir. Davet üzerine gittiği bir konserde diğer sanatçılar üzerinde yarısı Kürdistan olan bir Anadolu haritası önünde şarkı söylerken o bunu reddetmiştir. Evet siyasi düşünce olarakta sol görüşlü olduğunu korkmadan ve çekinmeden söylemiştir. Yine o kadar samimidir ki yağlı tamirci tulumu ile konser verip işçisin sen işçi kal demiştir. 
 Bu farklı adamın konser için Almanyada olduğu bir dönemde 80 darbesi patlak vermiştir. Yazdığı 1 mayıs şarkısı ile de komünist propaganda yaptığı gerekçesi ile vatandaşlıktan men edilmiştir. Hakkında yakalama kararı çıkarılmış ve şarkıları yasaklanmıştır. 8 sene çok sevdiği ülkesine dönememiştir. Çektiği özlemi 
"Şu adadan şu bodruma yüzesim gelir
Yüzsem de çıkamam ki of be
...
Türküleri ben koklardım gökyüzünü ben dinlerdim
Ve de nasıl özlerdim of be"
dizeleri ile şarkısını yasaklayanları ve kendisini unutturmaya çalışanları ise de
"Şarkıyı burda yasaklasakta mı saklasak 
Şarkıyı yoksa yasaklamasakta mı saklasak
...
Naber nitekim gene geldi şapka"
dizeleri ile anlatmıştır. Evet şapka 8 yıl sonra tekrar memleketine dönmüş yıllarca hapis ile yargılanıp beraat etmiştir.
 Sesiyle sözüyle anadolu Rock'ın kurucusu olmuş, ezilenin yanında durmuş, aşıklarımızla aynı şeyi farklı tarzda söylemiş, birçok insana umut olmuştur bu adam. 
 Sensiz ellerimizi bilmem ama yüreğimiz üşüyor 
İçerimizde kar yağıyor.


Ruhun şad olsun. 

Yorumlar

  1. Cem Karaca'nın babasının oğlunun gençliğinde adam tutup konserinde yuhalattığını biliyor muydun?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar